Gelişen teknolojiyle beraber dinleme ve seyretme alışkanlıkları da günden güne değişiyor. İzleme kısmında analog yöntemler kısmen korunsa da arşivcileri tenzih edersek müzik dinleme alışkanlığının neredeyse tamamen değiştiğini söylemek mümkün. Eskiden plaklar, kasetler, CD’ler dört bir yanımızı sararken şimdi mp3’leri bile geride bırakıp streaming servislerinden faydalanmaya başladık.
Her ne kadar dijital streaming servisleri bizim dönemimizin mühim bir gelişmesi olsa da Sony‘nin Walkman’i de 70’lerin sonu 80’lerin başı için oldukça mühim bir yenilikti, hatta Walkman’in günümüzün dinleme alışkanlığını şekillendirdiğini bile söyleyebiliriz.
Sony, 1 Temmuz 1979‘da müzik dinleme alanında bir devrime öncülük etti ve ilk Walkman’ini tanıttı. Şirket, ilk gerçek taşınabilir müzik çalar olan ikonik Walkman TPS-L2’yi tanıtmadan ilkin boombox’lar ve portatif telsizler bir süredir piyasadaydı. Sadece ilk Walkman’in piyasaya sürülmesi evinden uzakta müzik dinleyenler için mühim bir son zamanların başlangıcı oldu. Her ne kadar 40 yıl içinde Walkman kullanımını bırakmış olsak da onun etkilerinin devam ettiğini söyleyebiliriz.
Artık kaset yada CD kullanmıyoruz. Neredeyse taşıdığımız her mobil aygıt, dünyanın her yerinde binlerce şarkıyı dinleyip videoyu izlememize olanak sağlıyor. Sadece hareket halindeyken en sevdiğimiz şarkıları dinleyebilmek, yakınımızdaki herkesi müziğimize maruz bırakmamak Walkman ile başladı.
Walkman, seneler süresince Discman CD çalar modelleri ve MiniDisc oynatıcılar ve Sony’nin hala satmakta olduğu daha çağdaş taşınabilir ortam oynatıcı aygıtlarına dönüştü ve ilerleyen teknolojiyle beraber her seferinde karşımıza değişik bir formda çıkmaya devam edecek. 40 yıldan beri Walkman’in hayatımızda yarattığı değişimler sonucunda şunu söyleyebiliriz; hem müzik hem de teknolojiyle olan ilişkilerimiz hala eskisi şeklinde. Bunu da bir noktada 40 yıl ilkin piyasaya sürülen Sony Walkman’e borçluyuz. İyi ki doğdun Sony Walkman!