Deloitte, bu yıl dokuzuncusu hazırlanan “2019 Küresel İnsan Kaynakları Trendleri” raporunu yayınladı. İnsan Kaynakları ve iş dünyasından 10 bin yöneticinin görüşleriyle hazırlanan “Toplumsal girişime liderlik etmek: İnsana odaklanarak tekrardan buluş etmek” başlıklı 2019 Küresel İnsan Kaynakları Trendleri raporunda Deloitte, çalışanlar için kimlik ve anlam oluşturulmasına destek olunması kapsamında, iş gücü ile etkileşim kurma, motive etme ve deneyimleri kişiselleştirme de dahil olmak suretiyle organizasyonların, kendilerini iyi mi tekrardan buluş edebileceklerine yönelik şekilleri araştırıyor.
Araştırmaya katılanlar, toplumsal girişimin rolünün her zamankinden daha mühim bulunduğunu belirtirken toplumsal girişime liderlik etme ile organizasyonun finansal performansı içinde pozitif bir bağlantı bulunduğunu ifade ediyor. Endüstride öncü konumdaki toplumsal işletmelerin yüzde 73’ü, 2019’da, 2018’e nazaran daha etkili bir iş büyümesi beklerken, bunların yüzde 55’i için, toplumsal girişim bir öncelik taşımıyor. Yüzde 19’u organizasyonlarının, bir toplumsal işletme olarak olgunluk döneminde, “sanayi liderleri” olduklarını belirtiyor. Yüzde 44’lük bir oran ise toplumsal girişim konularının, organizasyonları için üç yıl öncesinden daha mühim bulunduğunu ifade ederken, yüzde 56’lık bir kesim de gelecekteki üç yıl içinde bu konuların daha çok ehemmiyet kazanmasını bekliyor.
Deloitte Türkiye İnsan Kaynakları Hizmetleri Lideri Cem Sezgin, bildiğiniz benzer biçimde dijitalleşen iş dünyasının insan kaynakları zirvesi olmayı hedefleyen New HR Summit‘te de konuşmacı olacak. Sezgin, çalışanları odağa almayı işletmelerin göz ardı etmemesi icap ettiğini, teknolojik gelişmelerin şirketlere rekabet pozitif yanları sağlarken, iyi yönetim sağlanmadığı takdirde, çalışanların iş yerlerinde kimliklerini ve aidiyetlerini kaybetmelerine yol açabileceğini söylemiş oldu.
Araştırmaya bakılırsa, organizasyonlar, toplumsal girişimi etkili bir halde yönetmenin yollarını ararken, kendilerinin işi tekrardan yapılandıran güçlere ve iş gücüne yönelik göstergelere adapte olmaları gerekiyor. Iştirakçilerin yüzde 86’sı insanların öğrenme yönteminin değiştirilmesinin mühim bulunduğunu belirtiyor. Öğrenme küresel olarak 2019’un 1 numaralı trendi olarak ortaya çıkarken, bu kategori Türkiye’de yüzde 83’lük oranla üçüncü sırada içeriyor. Önde gelen organizasyonlar, öğrenmeyi, bir tek iş akışına değil, yaşamın akışına da entegre edecek yeni araçlara ve insanların devamlı beceri geliştirme gereksinimlerine yönelik yatırım yapıyor. Öteki taraftan, öğrenmeye vurgu yapılmasına karşın, araştırmaya katılanların bir tek yüzde 10’u, bu mevzuyu ele almaya “oldukca hazır”, yüzde 36’sı ise “hazır” bulunduğunu belirtiyor. Türkiye’de ise bu trend için “oldukca hazır” ve “hazır” olanların oranı bir tek yüzde 28.
Araştırmaya bakılırsa profesyonellerin yüzde 64’ü, otomasyonun insan kaynakları alanında mühim ya da oldukca mühim bulunduğunu ifade ediyor. Araştırmaya katılanların yüzde 49’u çalışanlarının yada meslektaşlarının, işlerinin tasarımından memnun ya da oldukca memnun olduğuna ve yüzde 42’si de çalışanlarının, günlük emek harcama uygulamalarından memnun ya da oldukca memnun olduğuna inanıyor.
Organizasyonlar, çalışanlarının işlerini desteklemek suretiyle teknoloji temin etmenin yollarını ararken, cevap verenlerin bir tek yüzde 38’i işle ilgili mevcut araçlar ve teknolojilerden memnun ya da oldukca memnun olduklarını ifade ediyor.
İK teknolojisine milyarlar yatırılmasına karşın cevap verenlerin yüzde 65’i, bu değişen teknolojinin, genel hedeflere ulaşmalarında yetersiz bulunduğunu ya da bir tek orta düzeyde yeterlilik taşıdığını ifade ediyor. Araştırma, yeni kabiliyet yaklaşımları ile beraber, birçok organizasyonun, çalışanlarına ücret ödeme ve ödüllendirme şeklinin demode hale geldiği ortaya koyuyor. Ankete cevap verenlerin bir tek yüzde 11’i, ödül sistemlerinin, organizasyon hedefleriyle, büyük seviyede paralel bulunduğunu belirtirken, neredeyse üçte biri, çalışanlarının hangi ödüllere kıymet verdiğini bildiklerini düşünmüyor.